Tarihte zalimliği ile ün salan Kral Nemrut, gördüğü bir rüyayı kahinlere yorumlatınca huzuru kaçmış.Rüyaya göre o yıl doğacak olan bir çocuk kendisini öldürecekmiş.Zalim Nemrut hemen emir verir ve hamile kadınlar da dahil olmak üzere yeni doğan bebeklerin hepsini öldürtür.Ama Sara adlı hamile bir kadın bu vahşetden kurtulup mağaraya sığınır ve çocuğunu orada doğurup,onu mağarada bırakarak gözyaşları içinde evine döner.O andan itibaren çocuğu bir Ceylanın emzirdiği rivayet edilir.Aradan yıllar gecer ve bir gün Askerler bu mağaradaki küçük çocuğu Nemrut'un huzuruna getirirler. Zalim kral çocuğununun da olmamasından olsa gerek,İbrahime kanı kaynar ve onu himayesine alır.
Yıllar sonra genç bir delikanlı olan İbrahim,putlara tapan zalim kralın halkına yaptığı zulmü gördükce ona içten içe isyan eder olmuş.Halkın arasına karışarak bu taş parçalarının Tanrı olamayacağını anlatmaya uğraşırmış.Bir tören günü sarayda kimenin olmadığı bir anda eline aldığı baltayla bütün putları parçalamış.Olaya şahit olanlar hemen gidip Kral'a bu işi yapanın İbrahim olduğunu söylemişler.Usulen yapılan bir yargılanma sonrasında Nemrut İbrahim'in ateşe atılmasını emretmiş.
Urfa'nın etrafından toplanan odunlar büyük meydana yığıldıktan sonra ateş yakılmış.İbrahim de bugünkü kalenin bulunduğu tepeden mancınıkla bu büyük ateşe fırlatılmış.Onun ateşe düştüğü yer Göl ve gül bahçesine dönmüş.Yakılan odunların hepsi de balık olmuş !...İbrahim'in ardından kendisini ateşe atan Nemrut'un kızı Zeliha'nın da ateşe düştüğü yerde bir göl oluşmuş !... Hz.İbrahim'in ateşe düştüğü yere "Halil-ür Rahman", diğerine de "Ayn Zeliha" denmiş.
Bu söylenceyi dinlemeden ve bilmeden URFA'yı gezmek anlamsız.Kentde herşey bu soylence üzerine odaklanmış ve balıklı göl adeta dini bir merkez haline dönüşmüş.Anıtsal yapılar ve tarihi evlerin hemen hepsi bugünkü kalenin eteklerindeki bu bölgede yer alır.
ilk yerleşim tarihi on bir bin yıl önceye dayanan URFA,tarihi boyunca,kültür ve medeniyetin dünyaya yayıldığı bölge olarak kabul görür.Harran ve Soğmatar'daki Asur ve Babil dönemine ait ay,güneş ve gezegen tapınakları,Hz.İbrahim'in doğduğu yer olması,Yakup,Eyyup,Yusuf,Lut,Elyasa,Şuayp ve Musa Peygamberlerin yaşadığı kent olması dolayısıyla Urfa, "Peygamberler şehri " olma unvanını almıştır.Ayrıca Hz.İsa bu kenti kutsadığına dair bir mektubu,yüzünü sildiği bir mendille birlikte dönemin Urfa Kralına göndermiş,Mektubu alan Kral mendilde Hz.İsanın portresini görünce Hristiyan olmuş ve böylece Hristiyanlık da dünyada ilk kez URFA da kabul edilmiştir.
Sözün özü,herşeyiyle etkileyici ve çarpıcı bir kentdir Urfa. İlk çağlardan itibaren Ebla, Akkad, Babil, Hitit, Hurri, Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma'nın egemenlikleri altında kalmış, Sasaniler,Gotlar ve Moğollar'ın istilası ve yıkımlarını yaşamış, Bizans döneminde imar edilmiş,Selçuklular,Haçlılar ve Müslüman devletler arasında sürekli el değiştirmiştir.Böylece tarihi boyunca bir çok kültürle tanışmış olan URFA,1516 yılında Osmanlı devleti egemenliğine girmiştir.1919 yılından önce İngilizlerin,daha sonra da Fransızların işgaline uğramış,11 Nisan 1920 de de bağımsızlığına kavuşarak,Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 de İl olmuştur.Kurtuluş savaşı esnasında halkının göstermiş olduğu kahramanlılardan ötürü de ismi 1984 yılında "Şanlıurfa" olarak değiştirilmiştir.
Atatürk barajı ve GAP projesi ile, Urfa tünelleri devreye girmiş ve Harran ovasına su verilmiştir.Bu sayede bölge tarım alanında büyük bir atak yapmıştır.Artık Kuzey Mezopotamya topraklarından bereket fışkırıyor.
Urfa; kale ve surları,dar sokakları,gizem dolu evleri,camileri, kiliseleri,hanları,köprüleri,mağaraları,herçeşit malın sergilenip satıldığı rengarenk çarşıları,insanın yürek acısını dillendiren yanık türküleri,ezilip itilmişliği,Kutsal Balıklıgölü,Ceylanları,Kelaynak kuşları,lahmacunu, çiğköftesi, isotu,kebabı,sıra geceleri,Kazancı Bedih ve İbrahim Tatlıses'i ile yıldızı tekrar parlamaya başlayan tarih ve kültür zengini bir kent şimdi.
Ne Yenir ? Urfa'da ne yenmez ki... kebap,fındık lahmacun,içli köfte, bostana salatası,lebeni ve tabiki ardından şıllık ve künefe tatlıları...tabiki en sonunda mırra..
Yapmadan Ayrılma : Elinizden Fotoğraf makinası eksik olmasın,Güne Gümrük handa kahvaltı ile başlayın,tarihi bedesten çarşısını gezin, Kutsal Balıklı gölü ziyaret edin,Kaleye çıkın,Hz.Eyyub'un sabır mağarasına girin,Dar sokaklı tarihi evlerin olduğu mahallelerde yürüyün,Dünyanın ilk Üniversitesinin bulunduğu Harran'a mutlaka gidin ve kubbeli harran evlerini gezin,Harran'ın Huri gibi güzel kızlarını görüntülemeye çalışın ve mutlaka bir sıra gecesine katılın..Urfa'da yapılacak o kadar çok şey var,gezilecek görülecek o kadar çok yer var ki anlatmaya bizim yerimiz yetmez..Siz siz olun Urfa'ı gezmeyi sakın olaki sayılı güne sığdırmaya çalışmayın...yarım kalır..