URFA KURTULUŞ TÜRKÜSÜ HİKÂYESİ
Abuzer AKBIYIK *
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan Mondros Mütârekesi ile 7 Mart 1919 tarihinde Urfa, önce ıngilizler, ıngilizler'in çekilmesiyle de 31 Ekim 1919 tarihinde Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Fransızlar'ın Urfa'dan atılması için Urfalılar çok mücâdele etmiş ve birçok şehit vermişlerdir.
Urfalı, düzenli bir kuvvetle değil, şehrin eşrafından "Onikiler" başta olmak üzere şehir merkezi, ilçe ve köylerden katılan aşiretlerle oluşturulan mahalli çetelerle Urfa'yı düşman işgalinden kurtarmıştır. Bütün yurtta, Gaziantep ve Kahramanmaraş'tan sonra kendi kendini kurtaran üç şehirden biridir Urfa.
Urfalı, kurtuluş savaşında büyük mücâdeleler vermiş, 11 Nisan 1920 tarihinde bir destân yazarak kanı canı pahasına çarpışmış ve düşman kuvvetlerini aziz vatanımızdan atmıştır. Kötü hava şartları, maddi imkansızlıklar, silah ve cephâne yokluğu Urfalıları yıldırmamış, mücâdelelerini bir an olsun durdurmamıştır. Çetin geçen kurtuluş günlerinde Urfalıların gösterdikleri mücâdele ve kahramanlıklar dikkate şayandır.
Halkın oluşturduğu milis kuvvetleri, düşmanla göğüs göğüse çarpışıp şehri düşman işgalinden kurtardığı için, Urfalıların bu kahramanlıklarını teyid etmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi"nce Urfa'ya "Şanlı" ünvanı verilmiştir.
İşte kurtuluş savaşı sırasında, Fransızlarla yapılan bu mücâdeleler folklorumuza da yansımış; türkülere ve hoyratlara konu olmuştur. Biz bu yazımızda Urfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun, türkülerimize ve hoyratlarımıza yansımasını ele alacağız.
Frasızlar'ın Urfa'yı kuşatmasından sonra ilk büyük hücumlar Fransızlar'ın ellerinde bulunan Kürkçü Osman Efendi'nin evine, Şişko'nun damına ve Mahmûd Nedim Konağı gibi mekânlara yapılmıştır. Bu hücum sırasında Fransız kuvvetleri iyi mevzilendiği için, Urfalılar mazgallara gizlenmiş makinalı tüfeklerin yaylım ateşi altında kalmışlardır. Bu baskınlar çok kanlı olmuştur. Bu çarpışmalarda 82 Urfalı şehit olmuş ve birçoğu da yaralanmıştır. Bu olay üzerine aşağıdaki türkü halk arasında söylenmeye başlamıştır.
Şişkonun damından atliyamadım
Cabırhanam töküldü topliyamadım
Üçbeş Fransızı pakliyamadım
Vurmayın arkadaşlar ben yaralıyam
El alem al geymış ben karalıyam
............
Urfa kurtuluşunun en önemli çarpışmalarından biri "Şebeke Boğazı" mevkiinde yapılan çarpışmadır. Urfalı, kurtuluş savaşına son noktayı Şebeke Boğazı'nda koymuştur.
Urfa'da yapılan mücâdele sonucu, Urfa'da kalamayacaklarını anlayan Fransız güçleri, 11 Nisan 1920 sabahleyin saat 4 sıralarında 500 civarında Fransız kuvveti Hastane ve Hızmalı Köprü yolunu izleyerek iki koldan Suruç yönüne doğru yola çıkarlar. Kendilerine eşlik etmek üzere Ömer ızzet komutasında 10 jandarma eri görevlendirilmiştir. Yine Fransız kuvvetlerinin Suruç civarında bulunan Fransız kuvvetler ile birleşip tekrar Urfa'ya dönmemeleri için Teğmen Münir Efendi komutasında yaklaşık 100 kişilik bir kuvvet de kendilerini 3-4 kilometre arkadan takip etmektedir. Fransız öncüleri, yolda ilerlerken köylülere ateş ederler; köylüler de karşılık verir ve çatışma başlar. Bunun üzerine Fransızları Urfa'ya geri dönmemeleri için geriden izleyen kuvvetin komutanı Teğmen Münif Efendi, Ali Saip Bey'e şöyle bir rapor gönderir: "Düşman öncüsü ve bilhassa öncüde bulunan Ermeniler'in yolda rastladıkları aşiretlere ve bilhassa yol üzerindeki köylülere ateş etmeleri üzerine köylüler de onlara ateş ettiler. Fransız komutan bunu planlı bir saldırı zannetti; kuvvetlerine savaş düzeni aldırdı ve makineli tüfeklerle bize ateşe başladılar. Şebeke Boğaz'ında şiddetli bir çatışma başladı. Urfa yolunu koruma altında bulunduruyorum, durumumuz tehlikelidir. Acele emrinizi bekliyorum."
Bu haber Urfa'da çabuk duyuldu, "Fransızlar Norman kuvvetleriyle birleştiler geri geliyorlar", "Fransızlar köyleri yakıyorlar", "Fransızlar aşiretlerle savaşa tutuşmuş" söylentileri yayıldı. Bunu duyan Urfalı, silahını alıp Şebeke Boğazı'na doğru yola çıktı. Çarpışma seslerini duyan civardaki köylüler de yetişerek çarpışmaya katıldı. Çarpışmalar bir süre devam ettikten sonra Fransız komutanı Hauger, beyaz bayrak açarak teslim olacaklarını bildirdi. Dağlarda mevzilenen Urfalı çeteler ve köylüler, teslim olmak isteyen Fransız kuvvetlerine yaklaşırken, Fransızlar tekrar Urfalı çetelere yaylım ateşine başladılar. ışte bu esnada birçok Urfalı şehit oldu ve birçoğu da yaralandı. Fransızların bu oyunu Urfalıları galeyana getirdi. Urfalılar topyekun saldırıya geçerek Fransız kuvvetlerini etkisiz hale getirdiler. Bu olayla ilgili (13. Kolordu Komutanlığı'nın 17 Nisan tarihli raporunda) Fransız kuvvetlerinin komutanı Binbaşı Hauger ve Yüzbaşı Sajous (Saju) olmak üzere Fransızlardan 296 kişi öldürülmüş, 67 kişi yaralanmış ve 140 kişi de esir alınmıştır.
Şanlıurfalı şehitlerin anısına, Valilikçe 11 Nisan 2001 tarihinde bir anıt dikilerek tespit edilebilen şehitlerin adları kaideye yazılmıştır.
Düşman kuvetlerini imha eden Urfalılar, şehri düşman işgalinden kurtardıkları için sevinç gözyaşları içersinde Urfa'ya dönerken duygularını şöyle dile getirmişlerdir:
Kolumu salladı toplar oynadı
Karadaş içinde çete kaynadı
Yaşasın Urfalılar teslim olmadı
Dı yerı yerı kumandanlar yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Tılfındır hestahana karşıma karşı
Zalım Fransızın bomba atışı
Urfa çetelerinin süngü takışı
Dı yerı yerı Bozanbegim yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Tılfındır tepesinde tabya kuruldu
Ermeniler Fransıza asker yazıldı
Şebekede Fransıza mezar kazıldı
Dı yerı yerı Bozanbegim yeri
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Çekerim çekerim gitmez kadana
Fransızın kurşunu değmez adama
Dönmezsem haber verin anama
Dı yerı yerı kumandanlar yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Şişkonun damından atladım geldim
Cabırhanam tökıldı topladım geldim
Hayın düşmanları pakladım geldim
Dı yerı yerı kumandanlar yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Fransızın başında kırmızı fesler
Atılıyor bombalar gelmiyor sesler
Ruhları çekilmiş kalmış kafesler
Dı yerı yerı kumandanlar yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Şebeke dağları yüce yüce dağlar
Sajo oturmuş yarasın bağlar
Fransız askeri için için ağlar
Dı yerı yerı kumandanlar yerı
Çetelerim gidiyor dönmüyor geri
Şair Hulusi Kılıçaslan, Urfalının, Kurtuluş Savaşı'ndaki mücâdele azmini, kutsal değerlerine bağlılığını bir hoyratında şöyle dile getirmiştir:
Harpten döndüm yurda ben
Oldum hurda hurda ben
Ben bir Türk çobanıyım
Koyun vermem kurda ben
Ben ölüm
Düşman kurşunundan ben ölüm
Ay yıldızlı bayrak için ben ölüm
Dumanlı dağlar, gülü bahçalı dağlar
Şirin Urfam için ben ölüm
Kaynaklar:
Müslüm Akalın, Milli Mücadelede Urfa, Özlem Kitabevi.
Osman Özsoy, Urfa Türküleri Kitap Çalışması, Urfa 1935.
Osman Bengisu (Diş Doktoru) ile yapılan görüşme.