URFALIYA KASİDE
Abuzer Akbıyık’ a
İbrahim Tezölmez
Kaside yazar, memduhu çiğköftedir…
Külhanda gül yetiştirir,
Kasap dükkânında bülbül
Satıra inat!
“Sırgası” heybeye karşı,
Rezzakı üzümünü doldurmuş
Merkebe biner bağ yollarında
Katıra inat.
Evleri kala’ya karşı,
Yüreği Çift Kubbe
“Degenek” oynar düğünde
“Ebu cenah”tır, asâsı cellat çivili
Kollar kasılı, ökçe basılı
“Sako”, “çine”e asılıdır
-tello gider yan gider tello-
Yürüyüşü “yanfırı”, âheste beste
Hem şanlı, hem delikanlıdır
Ehl-i keyftir;
Keçe üzre çift yastık,
Zubun giyer ince ipek
Yan gelir, yatar eyvanda.
Köfte yoğururken güfte yapar;
Güftesinde isot, bulgur baş tacı
Köftesi acı mı acı.
Evlerinin önü kuyu “hayad”ında “arış”;
Ak bahtlı, altın tahtlıdır:
Tahtı yazdan yaza kurulur dama,
Bahtın suratı bir karış…
Dam damlar kışın
Ev şırıl şırıl
Teşt kor, leğen kor, dam loğlar
Urfalımda yürek yine pırıl pırıl.
Nemrûdi zulümlere uyanmış sabahları
Tepedekiler hep tepeden bakarak
Sabret demişler, bekleyen derviş demişler
Demişler ki, sabırla koruk helvâ.
Allah var, gam yok
İnancı İbrahimce…
Eyyûb’un sabrınca
Sabırla bekler,
Keldanilerden kalma
Mağarasında,
Yıllardır, yüzyıllardır bekler
Durur hâlâ…
Kalenderdir rinttir;
Dünyayı satar bir pula.
Cömerttir, dağıt çömçeyle,
Kaşıkla topla.
Gamlıdır;
Dam damlar, çocuk ağlar,
Borçlu kapıda.
Ses dâvûdi, özü merttir;
Dosta dost, düşmana düşman,
Heybesi sırgası
Dert üzre derttir.
Hulhu yoktur, ihmaldir,
Çelebidir;
Mezatta kuzu koyun
Celebidir.
Ağadır, azaptır;
Yıllardır, yüzyıllardır ihmalden
Sahipsizlikten muazzeptir.
Türküsünde atlar sallar başını,
Hayâl atı kanatlıdır.
Eller tutmuş ağey
Sular başını,
Eller aya, o atlıdır…
Hoş sohbet, dili tatlıdır.
Ey İbrahim bu şiirin,
Elhak, ince sanatlıdır!...